9 Ağustos 2011 Salı

Erkek kısmısına bir tüyo!

                        Kaan ve Mete, standartın dışında bir radyo programı sunan iki genç adamdır!
                        Kaybedenler Kulübü adlı filmden söz ediyorum! Ben daha ilk sahnesinden itibaren  Amerikan bağımsız sinemasına öykündüğünü düşündüm ama yine de sıkılmadan izledim. Türk sineması tarihinde iz bırakacak bir film değilse de ; Nejat İşler hayranları için bulunmaz bir fırsattı bence!  Onun, o insanın içine işleyen , sığınma arayan , huzursuz bakışlarını bol bol izleme şansı veriyordu film!
                       Filmin bir sahnesinde, Mete , Kaan' a şuna benzer bir şey söyler:
_Neden kadınlar, bizi biz yapan özelliklerimize aşık olup, sonra da onları değiştirmeye kalkarlar?
                       Cevabı bu kadar basit bir sorunun filmin ana temalarından biri  gibi sunulmasına şaştım kaldım doğrusu! Yeni nesil bu kadar cahil olabilir mi sahiden?
                        "Peki, cevap ne?" mi dediniz?  Çok basit ,şu!:
                        Erkeklerin kendilerini kendileri yapan özellikleri bir kadın tarafından algılanıp, beğenilip bir de aşık olmaya kadar gidiyorsa,  işte orada kadın için tehlike başlıyor demektir! Zira o dakika , benim aşık olduğum yani seçtiğim  adamın  başka bir  kadının da dikkatini çekme olasılığı doğmuştur! Ya başkası da ona aşık olursa ? Telaş budur artık! Ama eğer erkek, onu kendisi yapan ve bir kadını aşık etme potansiyeli olan özelliklerini gizlerse, başka bir kadının dikkatini çekme şansı zayıflayacaktır! Kadınların erkeği değiştirmeye çalışmak sanılan tavrı, aslında erkekten o özelliklerini başka kadınlara yansıtmaktan geri durması beklentisidir!
                       İnci gibi dişleriyle çok güzel gülüyorsa, başka kadınlara gülümsemesin!
                       Çok güzel gitar çalıyorsa, başka kadınlar şarkılarını dinlemesin!
                       Çok komikse başka kadınları güldürmesin!
                       İnsanın gözünün içine içine bakıyorsa, başka kadınlardan gözünü kaçırsın, bakmasın!
                       Bu beklentilerin sebebi, sanıldığı gibi öncelikli olarak erkeğin bir başkasına aşık olacağından korkmak değildir! Başka bir kadının da o erkeğe aşık olmasından korkmaktır! Bu; önünde sonunda bir rakiple karşı karşıya kalacak olmak demektir çünkü!  Ve  bir rakiple karşılaşan kadın için, artık sadece iki seçenek vardır:
                     1- Savaşır! Sonunda  kazansa da , değişmeye yanaşmayan bir erkek için  bu tip bir savaşa sürekli hazır olması gerektiğini bilir! Her savaşın sonunda onu yeniden kazandıkça, sahibi olduğunu  sanarak kendini kandırmaya devam eder ! Taa ki bir gün savaşı kaybedene kadar! Uğruna savaşlar verdiği adam, bir hoşçakal demeden bir başkasıyla gidene kadar!
                    2- Meydanı derhal rakibe bırakır! Çünkü kadınlık onuru, erkeği bir savaş sonucunda elde edilen bir ganimet, bir mal gibi görmeye engeldir! Değişmeye yanaşmayan erkek, sadece senin olmayı umursamayan erkektir! Bunu bilir! Bu yüzden onun tarafından gururunun kırılmasını  beklemeksizin  terk eden  olmayı yeğler! Bütün acısını göze alarak ...
                    Yazık ki, bir çok erkek bu ayrımları anlamaz, kavrayamaz ve hiç gerekmediği halde  nice onursuz beraberlikler ve nice hüzünlü ayrılıklar yaşanır,...
                   Erkek milleti, size bir tüyo!: Eğer siz de o kadına gerçekten aşıksanız, değişin!
                   Bununla kazanacağınız, değişmemekle kazanacağınızdan  çok fazladır! Hem de çok....

7 yorum:

  1. Ben, "kadın evlendikten sonra kocasının ya saçını döker ya da göbeğini çıkartır ki cazibesi kaybolsun" komplo teorisinden şüpheleniyordum. Bir kadın tarafından itiraf edildiği için teşekkür ediyorum.

    Sana zahmet, bir daha ki yazında "tehlike sınırından çıkmış ya da artık yüzüne bakılmayacak hale getirilmiş" erkekler için bir "özgürlük bildirisi" kaleme alsan ya da kadınlara "artık yeter" manifestosu:)))

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Ümit
    Eşim tam bir akrep ve söylediklerinizin tamamını aynen söylediğiniz gibi uyguladı ama beni değiştiremedi.Ancak hiçbir zamanda başka bir kadınla mücadele etmesi gerekmedi.(sonuçta sadece benimle mücadele ettiğiyle kaldı) Benim sevdiğim kişi o ise dünyanın en güzel kadını karşımda olsa benim için sadece insandır. Şayet ben değişmiş olsaydım sonuçta o kaybederdi ve ben onun yanında olmazdım.

    YanıtlaSil
  3. Erkan çok zor bir ödev verdin şimdi sen bana :)))Neyse yine de düşüneceğim:))

    YanıtlaSil
  4. Sevgili tutsak, bu kadınlar arası bir durumdur! Burada erkeğin niyeti hiç önemli değildir! Masum veya değil, hiç farketmez! Başka bir kadının o erkeğe ilgi duyması, aklından bile geçiriyor olması, yeterlidir! Bu savaş başlangıcı anlamına gelir! işte o zaman da iki seçenkten biri seçilir! yine seçimi yapacak olan kadındır ve bu seçimde yine erkeğin bir etkisi yoktur!:)

    YanıtlaSil
  5. Tamam da sonuçta kaybeden gene kadın oluyor. ben de bunu anlatmaya çalışıyorum erkeğe hiç bir şey olmuyor.Kadın hem erkeğini kaybediyor; hem de boşu boşuna bir düşman kazanıyor...:)

    YanıtlaSil
  6. Sevgili tutsak, işte erkeklerin bir türlü kavrayamadıkları nokta bu! Kadın erkeğini kaybedebilir, düşman da kazanmış olabilir! Ama kadınlık gururunu ve insanlık onurunu yitirmemiştir! Bir kadından bu denli bir yüksek davranış, siz erkekler hiç ummuyorsunuz! Onun için de size anlamsız geliyor!:))

    YanıtlaSil
  7. Ya erkek kadının aşık olduğu özelliklerinden vazgeçer de değişirse, kadın aşık olduğu bu özelliklerin kaybından dolayı erkeğe olan aşkını sürdürebilecek mi? :)) Kafam karıştı hocam

    YanıtlaSil