17 Mart 2012 Cumartesi

Salman abi sohbetleri 1

_Salman abi, sen okumuş yazmış adamsın, af buyur, kapitalizm diye bir şey var ya abi, o ne demek?
_Ooo, kapitalizm denilen şey, zinanın atasıdır yeğenim, evlerden ırak!
_Hele git! Hiç de öyle fantirifinton bir isim gibi durmuyor dışarıdan bakınca!
_Öylediir, hemen anlatayım: Bak şimdi yeğenim, kapitalizm tüketmek demektir! Peki tüketmek neyi körükler? 
_Aşk ateşini mi körükler acaba, zina mina dedin ya...
_Yok, satın almayı körükler! Satın almak için ne lazım? 
_Dur bildim onu, para! Para lazım!
_Aferin! Para kime gidiyor? Satıcıya! Satıcı ne istiyor? Daha çok satıp daha çok kazanmak! Daha çok satmak için ne lazım? Reklam! Reklamlar ne işe yarayacak? İnsanların ağzının suyunu akıtacak! O nasıl olacak? Beyin yıkayarak tabii! Misal, en yeni cep telefonu sizin olsun istemez misiniz? En hızlı araba sizinki olabilir! Siz neden bu aktrisler kadar güzel görünmeyeseniz hanımlar? Havuzlu, jakuzili evlerde oturmak sizin de hakkınız! diyecekler!
_Hay ağzını öpiyim abim, bende kandım reklamlara geçen gün, gittim görüntülü cep telefonu taksidine girdim! Topu topu günde bir kez hanımı arıyorum zaten, mutfakta oluyor çoğunluk, ekranda yemek buharından başka şey görükmüyo! Haybeye aldık telefonu yani!
_Zaten amaç, herkesi kandırıp daha çok satmak! Böylece ne oluyor, en iyisi, en yenisi, en büyüğü, en gösterişlisi benim olsun diyen, hurraa alışverişe abanıyor! Satıcıların kasaları çil çil paralarla dolarken, bizimde hiç ihtiyacımız  yokken dizi dizi giysilerimiz, arabalarımız, her ay değişen cep telefonlarımız, son sistem dev ekran televizyonlarımız oluyor. 
_Doğru diyosun abi, misal benim bacanak! Yeni aldığı plazmaya uygun duvar bulamayınca, salonun ortasına duvar ördürdüydü.Usta masrafıyla birlikte bir araba parası gitmişti cebinden denyonun!
_O kadarla kalsa iyi! Güzel evlerimiz, güzel eşyalarımız, güzel arabalarımız , güzel giysilerimizle uyumlu olalım , onların yanına yakışalım diye vücutlarımıza takıyoruz kafayı, zayıflamaya ve güzelleşmeye olukla para yatırıyoruz! Bir bakıyosun, herkes janti, herkes afili  oluyor!
_E bunun neresi kötü Salman abim? Ben de isterdim doğrusu Bıret Pit gibi bir erkek olayım!
_İyi ama, insanoğlu bu, şeytanın sol bacağı! Façasını düzeltmiş, havalanmış, eline iki üç anahtar almış erkekler ve kadınlar "Ulen madem bu kadar güzel, yakışıklı ve malk-mülk sahibi olduk, acayip çekiciyiz demektir! O halde neden daha çok aganigi maganigi olayına girip, bu nimetlerin keyfini sürmeyelim? Boşa mı gitsin emeklerimiz?" diye düşünmeye başlıyor!
_Gencim güzelim, her günüle girerim-çok paralıyım, gel çay ısmarlıyım durumları! Sonra da evlisi, bekarı, Allah ne verdiyse artık...
_Hah, tastamam öyle işte! Şimdi anladın mı kapitalizmin neden zinanın atası olduğunu?
_Anladım Salman abim, anladım! Kıçımda don yokken borç harç aldığım telefonda neden sadece yemek buharı göründüğünü de anladım, benim bacanağa plazmayı satan fırlamanın, neden kolunda her ay başka güzelle gezdiğini de anladım!..

11 Mart 2012 Pazar

Tıkandım!!!

İlk sahnede; genç bir adam, belden yukarısı çıplak bedenine parfüm sıkıyor.İkinci sahnede, aynı genç adam bir araba içinde sevgilisiyle görünüyor. Sevgilisi parfüm kokusundan çok etkilenmiş olarak genç adamı öpmeye başlıyor ve öperek aşağılara doğru ilerlemeye başlıyor! Tam o sırada, parfüm markasının reklam sloganı atılıyor:  " Filanca etkisi! Kızlara doğru yolu gösterir!"...
Bir yandan muhafazakar-islami kesim temel eğitimi 4 yıla indirmeye çalışır, böylece kız çocuklarını 4 yıl okuduktan sonra eve kapatacak yollar bulurken, bir yandan lümpen-çağdaş kesim kızlara doğru yolun ne olduğunu işte böyle öğretiyor! Ama durun! Bunları iki zıt kutup sanmayın sakın! Bu birbirine zıtmış gibi görünen iki kutup bal gibi de aynı amaç için çalışıyorlar! Sizlere temiz aile çocuğu görünümlü Adnan Hoca' yı anımsatırım! Adnan hoca da kızlara tıpkı böyle göstermiyor muydu doğru yolu? Aydın kesimden gibi görünen reklam camiası da , tutucu ve gerici camialar da, söz birliği etmişcesine zaten bilinç düzeyi düşük ya da oluşmamış yeni nesil kızlarımıza doğru yolu erkeklerin bacak arası olarak gösteriyor!
Ben başka diyecek şey bulamıyorum, tıkandım!....

8 Mart 2012 Perşembe

Siz bir çekilin şöyle...

           Kendi karısını kızını "namus"u, başkasınınkini "malzeme" olarak gören, terk edilince, reddedilince kurt adama dönüşüp, kadın karnı deşen, kadını parçalara bölen, kendini, tanrı tarafından bütün kadınları döllemekle görevlendirilmiş bir elçi sanan, eşit işe eşit ücret vermeye yanaşmayan, kadın elemanını hamile olunca işten atan, kadına küfür eden, hakaret eden, yüzsüzce sarkıntılık eden, kadına aile kavramı içinde bile saygı duymazken, aile kavramı dışında hepten hiçleyen, dört kadını bir erkeğe yamayabilecek zihniyeti içine sindiren, akıllı kadından korkan, bilinçli kadından çekinen, dirençli kadını " erkek düşmanı" ilan eden cümle erkek zevat ve dahi işbirlikçisi kadınlar, siz şöyle kenara, bir yere ayrılsanıza! Biz kendi aramızda kutlama yapacağız da bugün!...

7 Mart 2012 Çarşamba

SON DAKİKA HABERİ!

        Türkiye bu sabah Ankara gündemini sarsan bir güne uyandı. Erdoğan' ın halkla iç içe olmak için evlere, kahvehane ve iş yerlerine yaptığı ani ziyaretlere bir yenisi daha eklendi! Sabahın erken saatlerinde bir simitçi fırınından içeri giren Başbakan, kendisini tanımayan fırıncının hışmına uğradı! Başbakanın takım elbise ve palto ile tezgahtaki simit hamurlarına el attığını gören fırıncı, çok sinirlendi ve elindeki oklavayı sert bir biçimde Erdoğan' ın eline vurarak; "Kılık kıyafetine bakıp ses etmedim ama eldivensiz hamur tutulmaz efendi! Çek bakayım o elini hamurumun üstünden!" dedi.
        O anda üstüne atılan korumaların kıskıvrak yakaladığı fırıncı neye uğradığını şaşırdı.Fırında bulunan müşterilerden bir kısmı (% 50 kadarı) Başbakanı tanır tanımaz elini öpmek için birbirini ezmeye başlayınca, izdihamı yatıştırmak amacıyla İtfaiye' den yardım istendi. Başbakanın, bir kez olsun kendisine dokunabilmek ümidiyle uzanan ellerin üzerinden zıplayarak, basın mensuplarına gülümsediği ve "Yakında en güzel simiti Türkiye yapacak inşallah! Simitte dünya devleri arasına girmemize az kaldı! Bizi izlemeye devam edin!" dediği öğrenildi! Güvenilir kaynaklardan alınan bilgiye göre, Başbakanın olay yerini terk etmesinden hemen sonra, fırıncı fırının duvarında asılı duran siyah beyaz iki sakallı adam resmi dolayısıyla Marksist-Leninist silahlı eylem planı içinde olduğu savıyla güvenlik güçlerince tutuklandı. Fırıncının bu iddiaları şiddetle reddettiği, o resmin dedesi ile büyük amcasına ait olduğunu, her ikisinin de  okuma yazma dahi bilmediklerini iddia ettiği, Başbakan' dan özür dilemek istediği, gözlerinin 25 derece miyop ( Fırıncının tıp bilgisi de, benim kadar zayıf demek ki!) olması yüzünden teleskopsuz tanıyamadığı, oysa kendisine derin bir saygı beslediği, zaten en son Belediye seçimlerinde AKP' ye oy verdiği, bundan sonraki seçimde de vereceğine dair sözleşme imzalamaya bile söz verdiği de söylenenler arasında.          
        Başbakanlığa yakın kaynaklar, bu olayı münferit olarak nitelendirse de, Türk kamuoyu bir süredir  bu tür haberlere yabancı değil. Hatırlanacağı gibi; Başbakan en son geçen hafta, banyo lavabosu tıkandığı için can havliyle balkona koşan ve o sırada caddeden geçmekte olan Başbakanlık konvoyuna el sallayarak, " Başbakanım yetiiş! Lavabom tıkandı!" diyen bir ev kadınının çağrısına kulak vermişti! Derhal, gitmekte olduğu Parti Meclisi toplantısını ertelemiş, kadının bulunduğu apartman dairesine girerek,  banyo lavabosunu tamir etmek üzere, palto ve ceketini çıkartmaksızın dolabın içine yatmıştı.Tam o sırada kadının kocasının eve döndüğü, yarı beline kadar banyo dolabı içinde yatmakta olan Başbakanı tanımadığı ve " Laaaaan! Benim evimde, benim banyomda haa?!" diyerek eline geçirdiği ingiliz anahtarı ile korumalar yetişene kadar Erdoğan' ın diz kapaklarına şiddetle vurduğu öğrenilmişti.Başbakanın bir hafta süreyle tüm toplantı ve etkinliklere tekerlekli sandalye ile katılmasına yol açan öfkeli koca da tıpkı fırıncının akıbetine uğramış ve mesai saati içinde devlet hizmetini asıp evine geldiği gerekçesiyle işinden olmuştu.      
         Halen davası sürmekte olan bu olayın hemen ardından fırıncı olayının yaşanması, Ankara kulislerinde " Acaba halkla iç içe olmanın suyu mu çıkıyor?" sorusuna yol açtı. Ak Partinin tüm bunlara kulak tıkadığı ve Başbakanının ani ziyaretlere hazırlıklı gitmek amacıyla artık yanında Takım çantası, Naylon eldiven, Pratik Ev Yemekleri kitabı, Tığ, Şiş, Renkli yumaklar ,Tavla ve Okey takımları gibi bir dizi materyal taşıyacağı söyleniyor...